Lilypie Second Birthday tickers

Lilypie Second Birthday tickers

28 Nisan 2011 Perşembe

14 Aylık Prenses…





Evet güzel kızım 14 aylık oldu, büyüyor, gelişiyor…
Doktor kontrolüne gitmeden gelişim notlarımız…



Sandalye ittirmece, dolap karıştırmaca favorilerimiz, bütün çekmeceleri ve dolapları karıştırıyor boncuk, ayakkabı dolabı en tehlikelisi, gerçi bir çoğu bağlı ama :)
Yastık veya minder üstünde hoplama zıplamaca, yatağımızın üstünde bi o yana bi bu yana koşturmaca, kendini hoppp diyerek atmaca :)
Evdeki tüm kapıları kapatmaca, arkasından sanki saklanmış da bulunmuş gibi aaaa diyerek çıkmaca :)
Her şeyi dokunarak öğrenme, sonra bazı şeyleri de maalesef halen ağız yoluyla öğrenmece :)
Azı dişleri çıkıyor, zorluyor, huzursuzluk veriyor, geceleri uyutmuyor, kulak kaşındırıyor fazlasıyla :)
Koltuklara tırmanmaca, çıktıktan sonra güzelce aşağıya inmece :)
Reklamlara kilitlenmece, bayılmaca :(
Abla veya abi görünce çok şımarmaca, onları sevmece, kendi yaşıtlarına hiç yüz vermemece :)
Çok inatçılık yapmaca, anneyi babayı delirtmece :)
Duyduğu bir çok kelimeyi kendi dilince tekrar etmece, papağan güzellik :)
Dıgın dıgın ve addenneaaa diye iki tane bize çok anlamsız gelen kelimeyi sıkça kullanmaca :)
Harika ama harika anneeaaaa demece :)
Ve çok güzel öpücük vermece, hem almaca-hem vermece :)

27 Nisan 2011 Çarşamba

Efeciğin Doğumgünü

Gecikmiş haftasonu yazımıza geldi sıra :)


Minik prenses ile çocukluk arkadaşım Burcu'nun oğlu Efe'nin 1 yaş doğumgünü partisine katıldık, arkadaşlarımı özlemiştim, güzel oldu, Efecik de büyümüş, Nehir zaten abla oldu :)




güzellikler üçü birlikte ve ayrı ayrı :) Üçümüzün güzel meyveleri :)




benim kıpırdak kızım Burcu'da hiç durmadı, oturmadı , evi dolaştı durdu.Sonra parka götürdüm minik kuşumu, hava kötüydü çok az kaldık, kuşları sevdik, evimize gittik...



20 Nisan 2011 Çarşamba

Yenilikler , Bizden Haberler

Haftasonu yazımızı henüz yazamadım, doğumgünümüz vardı, fotolarla ekleyeceğim.Ama ondan önce minik prensesimin dün akşam fark ettim ki bir dişi daha çıkmış, onu tarihe not almalı ilk olarak :)
 
Geçtiğimiz hafta sıkıntılıydı prenses, gece uykuları düzeni bozulmuştu, huysuzdu ve sürekli dişleri kaşınıyordu, bir de üstüne sık tuvalete çıkma, öksürük ve burun akıntısı, hepsi diş belirtisiydi, anlamıştım, sık sık kontrol ediyordum ama 2 gündür bakmamıştım, dün akşam serçe parmağımı hanımefendi izin vermese de, habire parmağımı ısırsa da :) damağında gezdirdim veeeee bir de baktım ki sol altta dişi patlamış, alttaki resimde de görebileceğiniz gibi birinci azı dişimizin ilki çıktı.Umarım diğerleri de peşpeşe kolaylıkla gelecektir.



Bu arada akşam yine küçük hanım marifetlerini gösterdi annesine, prenses çok hareketli, kıpır kıpır,hiç yerinde durmayan ve şu ara merak düzeyi en üst seviyeye yükselmiş bir küçük kelebek. E böyle olunca büyüklerimiz ve biz sürekli uyarılar ve hayırlarla geçiriyoruz tüm günü ve akşamı, bizimkiler hanım kız olmayı öğretmişler prensese :) hanım kız – nergiz sude, yan yana şu anda çok iyi durmayan tamlama ve isim :) ama büyüyünce tabii ki hanım kız olacak, yani umarım. Hiç istemediğim bir şeydir şımarık çocuk modeli, neyse göreceğiz bakalım. Hanım kız ol dendiğinde iki elini göbeğinin üstünde birleştirip poz veriyor fıstık.

Bir de büyük dayısının horlama taklidini yapıyor, artık kim ne yapıyor dendiğinde hep bir eşleşme var kafasında, oluştu bizim sayemizde, Neslihan teyzen ne yapıyor dendiğinde ellerini bacaklarına vuruyor, çünkü teyzemiz gülerken, kahkaha atarken hep bacaklarına vurur ellerini :)
Dayımızı da uyurken ve horlarken görmüş, ne yapıyor dediğimizde hoooooooorrrr sesini gırtlağından bizler gibi çıkartıyor fıstık, fıstık demişken bu arada yanaktan fıstık almayı da geçtiğimiz hafta sonu öğrendi, çok fena sıkıyor minik parmaklarıyla :)

11 Nisan 2011 Pazartesi

Bu haftasonu güzellikleri

Yine sayılı ve hızlı geçen günlerimiz, hafta sonumuz, cumartesi-pazarımız :)
Cumartesi AvrupaYakası grubu annelerinden bizim civarda oturan ve daha önceden yazıştığımız Püren-Arda bebek, Elif-Emre bebek ile buluştuk, evden büyük bir koşturmaca ile çıktık, saat 10.30’da Marmara Forum’da buluşmak üzere teyitleşmiştik kızlarla, neyse onları  Joker Oyun alanında buldum, Arda, Nergiz Sude yaşıtı ve hatta 2 gün var aralarında, yürüyor o da, koşturuyor oradan oraya, Emre 11 aylık ve henüz yürüyemiyor, ikisi de anneleri ile renkli araçlara bakıp oyun alanında koşturuyorlardı, biz de yanlarına gittik, tanıştık, biraz vakit geçirdik ve oyuncakları karıştırmaya-incelemeye gittik, gezdik dolaştık, sonra avm içinde bir oyun alanına gittik, ufacık masa-sandalyelerde oturup çocukları eğlendirdik, bu arada Emrecik uyudu.




Sonrasında Püren’den ayrıldık Ardanın uykusu nedeni ile, biz de Elif ile çocukları salıp rahatça bir iki laf edebileceğimiz bir kafeye konuşlandık, çok keyifli sohbet ettik, çayımızı kahvemizi yudumlarken, emre ile nergiz sude kafede sürünüp-yürüdüler :) Emre sürünmeyi çok seviyoooo , bayıldım ona :) Sohbetimiz bitti uyku vaktimiz gelince ayrıldık, ben Elif’i yolculadıktan sonra biraz gezindim, kızıma ayakkabı bakmak için, bu arada Reha’yı bekledik bizi alması için, beklerken yorgun düştük ve pusette uyudu prensesim, uykuya yenik düştü aslında :)



Evimize döndük, oynadık hopladık, yine uykuya daldık, güzelce uyudu, çok güzel vakit geçirdik yine prensesimle, hiç yormadı hiç üzmedi annesini, Pazar günü de babamızla gezmeye alışverişe çıktık, yürüdü markette prenses koşturarak, bayılıyorummmm, boncuk gözlümün kıpır kıpırlığına :)




Evet yine kelimelerde artış, gelişimde ilerleme var.

Abla diyor tatlım artık, ama abba şeklinde, hapşi taklidi yapıyor, babası nezle olduğu için sıklıkla duydu ve apppcciii dedi durdu, oyuncakları ile çok güzel oynuyor artık, onları tek tek üşenmeden alıp sepetinden veya yerden, koltuk üstüne veya sehpa üstüne diziyor, düşünce de sinirleniyor canım benim,huysuzum, elimden tut dediğimde tutuyor ve istediğim yere geliyor benimle, en sevdiği şeyde yatağımızın üzerinde altını değiştirirken bezinden kurtulunca elimden kaçmak, hemen kendini yataktan indirip kaçıyor özgür kız olup,  çok keyifli,yaşamın her anından çok keyif alıyor, ne güzel…

Annesine kocaman kocaman sımsıkı sarılıyor, öp dediğimde de beni öpüyor o minik güzel dudakları ile, gelişiyor, büyüyor evimizin neşesi, güzelliği, canımız, her şeyimiz…

6 Nisan 2011 Çarşamba

Canım kızımın Doğum Hikayesi


Benim pembe kelebeğim bana sürpriz oldu, temmuz ayıydı,  benim planlarıma göre daha birkaç ay vardı hamile kalmama, ama minik kuşum erken geldi :) 11 temmuz 2009 cumartesi sabahı atladım doktora  gittim,  ultrasonla bakıyor, hiç unutamam o anı, ben anlatıyorum bıdır bıdır düzensizlik şikayetlerimi, kadın da beni dinledi dinledi, suratında bir gülümseme, hamilesin demez mi, neee nasıl dedim tabii, hamile olamam mümkün değil, Allah Allah deyip deyip durdum :) hamilesin çok yeni, bak dedi monitörü bana çevirdi, bakıyorum ama göremiyorum ki şaşkınlıktan, boğazım düğümlendi, resmen şoktayım, ama içimde fırtınalar kopuyor, çok sevindim bi yandan, zor tutuyorum kendimi ağlamamak için, neyse o arada kalktım, anlatıyor bana, çok küçük daha haftaya tekrar gel bakalım tutunacak mı, nasıl yani dedim, bazen olmuyor, iste biz de kürtaj yapıyoruz falan dedi, ben afalladım bi anda, neyse hevesim kursağımda kaldı, çıktım hastaneden ağlıyorum bi yandan da, hemen taksiye atladım elimde ultrason kağıdım, eve gittim kapıyı çaldım, eşim açtı kapıyı, ben başladım ağlamaya, noldu dedi, o da yeni uyanmış, içeri girdim, resmi gösterdim hamileyim dedim güldüm, suratında kocaman bi şaşkınlık ve gülümseme, başladı oynamaya, nasıl sevindi, yerinde hop hop oynuyor :) neyse sonra doktorun söylediklerini anlattım, o da şaşırdı falan... sonra tüm sevdiklerimize annelere babalara haber verdik o haftasonu, sevincimize kaldığımız yerden devam ettik sonraki hafta gittik minik kuşun kalp atışlarını dinledik, hiçbir mide bulantısı ve kusma, herhangi bir problem geçirmeden haftalar geçti, sıra cinsiyetini öğrenmeye geldi :) ben kız çocuk çok istiyordum, eşim de erkek çocuk, hatta bir rüya gördüğü için de direk şartlanmıştı erkek olacak diye, 16. Hafta kontrolümüzde ben, eşim, görümcem hep birlikte gittik öğrenmeye, doktor kız olacak dedi , ben sevinçten ağladım tabii, rehacım sırıttı, bozuldu tabii , hala daha inanmıyordu, çok değişen oluyo belli olmaz bakalım dedi, neyse bu arada biz doktorumuzu değiştirdik, bu doktorumuz da kontrollerde kız olduğunu kesinleştirdi ve ben başladım hazırlıklara :) çok keyifle kızım için her şeyi hazırladım, ananesi de çok hevesliydi tabii, canım annem de bana çok yardım etti. Ve haftalar haftaları kovaladı, benim tombik kızım büyüdü de büyüdü, son haftalarda doktorumuz sürekli kilosunun fazla olduğunu söyledi, iri bir bebeğiniz olacak dedi ve ben sezeryan yapacağıma kendimi hazırladım zaten, 11 şubatta 37. Haftam dolduğunda izne ayrıldım, dinlendim, 23 şubata kadar, o gün kontrole gittik ve doktorumuz artık bebeğiniz 4300 gramdan aşağı doğmayacak görünüyor, o yüzden bence siz yarın gelin sabah bebeği alalım dedi, biz eşimle kalakaldık, bekliyoruz ama 3 gün sonra Cuma günü falan der diyorduk, yarın sabah diyince şok oldu bizim için, o an da çok kıymetlidir benim için, eşime de söyledim, bak yarın 3 kişi olacağız, kızımız kucağımızda olacak, ne mutluydum J yolda herkese haber verdik, zaten hastane çantam da hazırdı, son akşamımızdı Allahtan, çok beklemeden kızımıza kavuşacaktık, son gecemizde güzel bir banyo yaptım kızımı yine dışarıdan çok sevdim, dokundum, ona anlattım kavuşmamıza ne kadar az kaldığını, güzel bir uyku çektim, zira bu geceden sonra uyku benim için rüya olacaktı J sabah erkenden anneler babalar hep birlikte hastanedeydik, doktorumla görüştüm, sağolsun bana çok iyi davrandı, çok rahatlattı, bu ara hemşireler geldi, bana ameliyat elbisesini giydirdiler ve anestezi uzmanı geldi, nasıl yapalım dedi, benim aklımda hep epidural vardı, kızımı çıktığında görmek onu ilk ben koklamak istiyorum derdim, ama o anda genel anestezi daha mantıklı geldi, heyecanlanırım gibi düşündüm, öyle karar verdim, iyi ki de yapmışım, gülerek ameliyata girdim, çok soğuktu tabii o ameliyat odasını hiç hatırlamak istemiyorum, bir nefes verdiler anında uyudum, uyandığımda donmuştum, titreyerek sordum kızım nasıl, çok güzel çok sağlıklı dediler, 38+5’de 24.02.2010 saat 08.50’de doğdu güzel meleğim, 4.220 gr (maşallah) sonrasında odama çıkıp kızımı beklerkenki sabırsızlığımı anlatamam, eşim anlattı nasıl güzel olduğunu, kapıdan içeri girdiğinde gözlerim kamaştı, çok güzel bir melekti, benimdi, her şeyimdi, aşkımız orda başlamıştı, o anı hiç unutamam ….

5 Nisan 2011 Salı

Haftasonu yaşananlar

Tatlımla geçtiğimiz h.sonu neler yaptık bakalım…

Nergiz sudemin bir sözlüğü var artık, kelimeler artıyor yupppiii

Cumartesi günü hassas cildimiz için dermatologa gittik, sırtındaki egzama geçmişti fakat, sonrasında isilik oldu, sanıyorum ki evin sıcak olması ve uyku esnasında terlemesi etkiledi, doktor da aynı kanıda.

Yeni bir merhem verdi, sabah akşam onu kullanıyoruz.

Sonrasında Hipermarkete alışveriş yapmaya gittik, İstanbul yağmurlu, ama Nergiz Sudem çok mutlu yüzüne düşen yağmur damlaları sebebiyle, bu onun için bir ilk :)

Markete girdiğimiz anda elimizi bırakıp pıtır pıtır gezdi güzellik, özgür kız …

Ona fisherprice eğitici köpek puppy aldık babasıyla birlikte, içinde harika şarkılar var, ilk gün biz çaldık oynadık :) şimdi nergiz sudem oynuyor…


Çok düzgün, çok keyifli bir h.sonuydu bizim için, güzel kızım uykusunu çok düzgün uyuyup yemeklerini çok güzel yedi.

Evet yaptıklarımıza ve söylediklerimize gelince :)

Canım kızım dayısını çağırmayı öğrendi, anneannesi Cuma günü onunla birlikteyken Erkan diye seslenmiş ve küçük papağan arkasından erkaaaa demiş, akşam gidince şahit oldum tekrarına ve tüm h.sonu erkaaa erkkaaa diye dolandı  minik kuşum, tabii bu arada halasını da düşünerek ben uzun uğraşlarla gammzeee haaalaaa dedirtmeye çalışsam da başarılı olamadım :) gamze ankara’da, p.tesi gelince ve duyunca bizi mahvedecek biliyorum :)

Kahvaltı yaparken kuşların ne ses çıkardığını öğrettim minik kuşuma camın önünde, gok gok gok gok yapıyolar annecim,yanıt : gak gak gak gak oldu :)

Babası ve ben elimizle uçak şekli verip wuuuu diye ses çıkararak ona doğru hareketleniyoruz, o da uçağın nasıl hareket ettiğini ve ne ses çıkardığını öğreniyor, ki öğrendi demeli, çünkü aynısını yapıyor.

Çok güzel atti diyor canım kızım, elinde ne varsa atıp attiii diyor.

Bir de attaa var tabii, dışarı çıkarken nereye gidiyosak attaaa diyor.

Babasının nerde olduğunu sorunca işaret parmağı ile babasını gösterip bab-ba bab-ba diyor sevimlim

Oyun kitabının içerisindeki topu gösterip elimdeki topu ile eşleştirme yaptım, top top diye bi kaç kez tekrarlayınca bop diyor.


Yatağımızın üstünde bezini değiştirirken koşturması, kikir kikir gülmesi de ayrı, yatağın üstünde zıplıyoruz ve hop diyoruz, tatlım da opppp diyor :)

Suya uuuu diyip su istemeler.

Artık her söylediğimizi anlıyor, getir dediğimizi de getiriyor tatlım.

Bi tek ve sadece annesini öpüyor :)

Gelişmeler devam edecek, 13 aylık bir güzellik bambaşka, çok tatlı çokkkk…

1 Nisan 2011 Cuma

Ann Landers

Çok beğendim, ne güzel yazmışşş....


Eğer bir çocuk;
Kavga ve gürültü içinde yaşarsa kavgacılığı öğrenir.
Korku içinde yaşarsa korkmayı öğrenir.
Daima ona acıyan insanlarla birlikte yaşarsa,kendini zavallı hissetmeyi öğrenir.
Kıskançlık içinde yaşarsa nefret etmeyi öğrenir.
Cesaret ve heyecana değer verilen bir ortamda yaşarsa kendıne güvenmeyi öğrenir.
Övmeyi bilen insanlarla birlikte yaşarsa başkalarını da takdir etmeyi öğrenır
Sevgi içinde yaşarsa sevmeyi öğrenir.
Kendini adam yerine koyan bir çevrede yaşarsa,
Hayata erişmek için çalışmaya değer bir amacı olmasını öğrenir.
Dürüst hareket eden insanlar içinde yaşarsa adaletin ne olduğunu öğrenir.
Sözlerine güvenilir insanların olduğu bır ortamda yaşarsa, hakikatın ne olduğunu öğrenir.
Açık kalpli güler yüzlü ve anlayışlı insanların arasında yaşarsa,
Dunyanın gerçekten yaşamaya değer,
Güzel bir yer olduğunu öğrenir.